Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, yeni sezon öncesi açıklamalarda bulundu. Tivibu Spor’a konuk olan tecrübeli çalıştırıcı çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte Okan Buruk’un sözleri:
“Hedef 26 diyoruz, hızlıca! Geçen sene 25 demişiz, bu sene de hedef 26. Hedefimizi, ne istediğimizi belirtelim. Heyecanlandım, motive oldum. Birçok taraftarımız bizi bekliyor, bizim ağzımızdan bir şey duymayı bekliyor. Bizden bir şeyler duymak isteyen çok fazla taraftarımız var. Şampiyonluk sonrası hikayelerden bahsetmek güzel. Bizden çok fazla merak edilenler var. Onları yanıtlamak da güzel oluyor.
Açıkçası geriye bakınca çok fazla bir şey anlamıyorsunuz. Her şey çok hızlı geçiyor. Bütün sezonlar yorucu, stresli. Belki en zoru birinci sezonu, ikinci sezon da zordu, üçüncü de zordu. İlk sezon bir şey yapıyorsunuz, ikinci sezon ilkini hayal ediyorsunuz, üçüncü sezon ilk ikisini… Psikolojik olarak kazanan takım olmayı sürdürmek, birinci ve ikinci sezon şampiyonluklar özgüveninizi artırıyor. Bu sene de özgüvenle başlıyoruz. Sezon içerisinde de benzer hikayeler olur. İnanılmaz çabuk geçiyor sezon. Çok uzun, çok maç oynuyoruz. Tatil de hızlı geçiyor, bir anda anlamadan… Antrenmanlara başladığımız ilk gün şampiyonluk bitti, bir daha nasıl şampiyon oluruz diye hayal ediyoruz. Şampiyonluk sevinçleri güzeldi ama bir kenara bıraktık. Yeni sezona hazırlanıyoruz.
Leroy Sane’yi yarınki maçın bir bölümünde kullanacağız. Bir teknik adam olarak, iş biraz daha zor, ben hemen bitirmiyorum, kutlamalar, transferler, röportajlar oluyor. Oyuncular için hemen tatile çıktıkları için mutlular. Uzun tatil yaptılar, hepsi dinlendi. Hepsi ‘özleyerek geldik’ diyorlar. En son dün Leroy Sane geldiğinde ona dedim, ‘Tatilden dönüş zor oldu mu’ dedi, ‘Buraya gelmeyi çok istiyordum, çok mutluyum’ dedi. Yeni bir kulüp, yeni bir sayfa… İnşallah yarın taraftarla onu buluşturacağız. Müjdemizi verelim. Leroy Sane’yi maçın bir bölümünde kullanmaya çalışacağız. Yarınki maç, Sane’yi görmek için de önemli. Yeni bir transferi görmek için yarın stada bekliyoruz.
Sane ilk geldiğinde, uzun bir zaman onunla iletişim kurduk. Transfer öncesi 2-3 kere video call yaptık, Galatasaray’ı anlattık, kendi menajeriyle de görüştük Abdullah Kavukcu ile birlikte. Leroy’u çok istiyorduk. Çok beğendiğimiz bir oyuncuydu. O dönemde de konuştuk. Tatil döneminde konuştuk. Ben ona ‘Tatil nasıl geçti? Hızlı mı bitti? Adapte olabilecek misin?’ dedim o an, ‘Burada olmaktan çok mutluyum’ dedi. Çok pozitif geldi. Güzel şeylerden biri, yeni gelen oyuncuların takımı merak etmesi. Hazırlık maçlarını da izlemişim. Beni çok sevindirdi böyle gelmesi. Bu tür önemli oyuncularından, onun hedefleri olduğunu, Galatasaray ile birlikte ne kadar çok anı yaşayabileceğini, taraftarla ne kadar çok buluşmak istediğini gösterdi.
Bu ayın başında bitirdi sezonu, Bayern ile birlikte şampiyonaya gitti. Antrenmanlara başlattık. Bugün iki antrenman yaptık, yarın antrenman ve test, ardından maçın bir bölümünde oynatmak istiyoruz. 1 hafta 10 gün içerisinde, Lazio maçında dakikasını artırarak lige hazır hale getirmeye çalışacağız. Profesyonel oyuncular, çok önemli. Tatilden dönen oyuncuların yüzde 90’ı iyi döndü. Oyuncuların profesyonelliğini, işlerine olan saygısını gösteriyor. Hazırlık maçlarını, lig maçı oynar gibi oynadılar. Beni çok sevindiriyor bu. Onlardan o tutkuyu, hırsı, birlikteliği hazırlık maçı bile olsa beni çok sevindirdi.
Leroy’un geçmişine bakınca Manchester City’de sol kanat oynadı, Bayern’de sağ ve sol kanat oynadı. Bir de Almanya Milli Takımı’nda forvet arkası oynadığı bir rol var. Bizle ilk antrenmana çıkınca daha bir merak ediyorsunuz. Icardi ile birlikte ikisini joker yapmıştım. İkisinde de o ayak kalitesini görüyorsunuz. Leroy, forvet arkasında da rahat rahat oynayabilir. Üç mevkide de çok rahat oynayabileceğini düşünüyorum.
Biliyorsunuz, geçen sene 10 numara bölgesini Sara ile bitirdik. Morata’yı zaman zaman ikinci forvet olarak kullandık. Sane üç bölgeyi oynayabiliyor, Yunus’u orada oynatabiliriz. En son hazırlık maçında Sallai’yi orada oynattım, çok iyi oynadı. Sallai’yi sağ bek, sağ açık, sol açık oynattık. Forvet arkasında da dinamik. Alternatifler çok fazla. Bizim için sezon planlaması yapmamız gerekiyor, bütçe de önemli oluyor. Osimhen transferiyle birlikte önemli bir bütçeyi harcamış olacağız. Onu bekliyoruz. İlk önceliğimiz kaleci. Günay çok önemli, çok memnunuz. Geçen sene performansı çok iyi. Bir kaleci daha alıp ikisini yarıştırmamız, yoğun tempoda önemli. Savunmada Arda Ünyay bizi sevindirdi. Metehan geçen sene oynattığımız, altyapıdan yetişmiş bir oyuncu. Arda 18 yaşında ama hazırlık maçlarında çok güçlü oynadı. Sezon başı antrenmanıyla birlikte üstüne koyarak sezona girdi. Savunmada sağ bek ve stoper mevki, ikisini de oynayabilecek bir oyuncu. Bu tür bir düşünce de olabilir. Transferin gidişatına göre… Önümüzde bir süreç var. En doğru profilleri bulacağız. Şu an yaptığımız, bundan önceki senelerin aksine Sane erken transfer oldu, Osimhen inşallah en kısa sürede bitiyor.
Bir kaleci transferiyle birlikte çok transfer yapmadan, net şekilde götürmemiz gerekiyor. Az oyuncu ama doğru oyuncular, direkt katkı sağlayabilecek oyuncular… Zaten çok iyi kadromuz var, çok hazır kadromuz var. Bu oyuncularla adaptasyon sıkıntısı yaşamadan sezona hızlı girmek istiyoruz.
Yabancı olarak 12 artı 2. Kiradan dönenler var. Zaniolo iki maçta yer aldı. Ayağında ağrı oldu. Bir sonraki maçta olmayacak. Yunus da olmayacak. Köhn de hazırlık maçlarında iyiydi. Bu şekilde elimizde geri dönen yabancı oyunculara bakıp 12 artı 2’yi doğru seçmeliyiz. Bu süreç içinde ve devamında, takımı da göreceğiz. Çok erken, 8 Ağustos’ta başlıyoruz. Transfer 12 Eylül’de bitiyor. Maçlar başladıktan sonra 3-4 haftamız var. Kimler kalacak, kimler gidecek, kimi satacağız, kimi kiralık göndereceğiz. Para girişi de olursa yeni transferi düşünme ihtimalimiz artacak.
Yabancılarda düşüncemiz belli. Sayı çokluğumuz var. 12 artı 2’yi kimi sokacağız, ufak tefek düşüncelerimiz olabilir. Kafamızda kesin olarak belirlediğimiz, menajerlerine bildirdiğimiz birçok oyuncumuz var yabancılardan. Net olduğumuz oyuncuların menajerleriyle görüştük. Net bildirdiğimiz oyuncular var. Arda Ünyay gösterdiği performansla, hazırlık maçlarıyla birlikte Galatasaray’ın kadrosu için orada iyi bir seçenek olabileceğini gösterdi. En büyük fark, Arda’nın gösterdiği performans. 3 hazırlık maçında da çok iyi oynadı. Kalan 2 maçta da oynatmaya çalışacağız, süre vereceğiz. Gerçekten üst seviye maçlar, iyi oyuncularla, iyi kadroyla ne kadar iyi olabileceğini gösterdi. Şu an yabancı kuralında artı 2’miz, Yusuf Demir ve Elias Jelert.
Futboldan gelmiş, üst düzey futbol oynamış, Türkiye’de ve yurt dışında oynamış, Galatasaray’ı çok iyi tanıyan, Galatasaray’a gelmeden önce de 10 sene teknik adamlığım var. Akhisar ile kupa kazandım, Başakşehir ile şampiyon oldum. Emek vermiş olarak geldim, sadece kulübün efsanesi olarak değil. Emek vererek, başararak geldim buraya. Bir teknik adam için bu özgüven. Futbolculuk kariyerimde milli takım oynadım, uzun yıllar oynadım, başarılar kazandım. Geçmişten dolu geliyorsunuz. İnsani yanınız da var, çok önemli. Çok duygusal olmadan, profesyonel dünya sonuçta, onları da sizi de mutlu edecek ortam yaratmak çok önemli.
Neye tahammülüm yok? Antrenmanda çalışmamaya… Şuna tahammül ediyorum, sakatlık riski vardır, yorgundur. İlk sene Gomis vardı, haftada 1 gün dinleniyorduk. Osimhen’de 1 gün off geçtiğimiz günler oluyordu. Oyuncular için sahaya, antrenmana çıktıklarında yüzde 100’lerini vermeleri çok önemli benim için. Antrenmanın ve takımın uyumunu bozacak oyunculara tahammülüm yok. Geçen seneki başarıda çok iyi ekip olduk. Çok da tecrübeli oyuncularım var. Onların da payını vermek gerek. Takımı tek başıma değil, onlarla birlikte yönetiyorum. Bu sorumluluğu onlara da veriyorum. Onların geri bildirimleri de çok önemli oluyor. Onları mutlu etmek istiyoruz bir kere. Karşılarında da onların antrenman ve maçta mutlu etmesi gerekiyor. Ondan sonra esnek biriyim. Oyuncuların özel hayatı, başka bir şeyi olur, destek olmak, kötü günlerinde yanlarında olmak çok önemli. Bir yandan da kazanma hırsım, tutkum var. Galatasaray’ın buna çok ihtiyacı var. Oyunculara doğru şekilde verdikten sonra onları mutlu şekilde tesise getirmek gerekiyor.
3 gün izin verip maçı kazanamazsınız eleştirirler. 3 gün izin verir kazanırsanız, bak dinlendirdi ve kazandırdı derler. Doğru zamanlamayla oyuncuların üstünden yük almak gerekiyor. Bazen çok yıpranıyorlar, çok büyük baskı var. Bizim üzerimizde var. Ben onu kaldırabilecek güce sahibim. Seyirci önüne çıkmak, performans vermek farklı bir şey. Fiziksel değil mental de bir yük var. Bazen oyuncuların 1-2 gün tesise gelmemeleri daha faydalı olabiliyor.
Birçok oyuncu da oldu. İnsani tarafı daha ön plana koymaya çalışıyorum. Yakınınız olur, hasta olabilir, doğum olabilir, farklı şeyler olabilir. Hepsine yardımcı olmak gerekiyor. Milli takım arası oluyor ama Güney Amerika’daki oyunculara 2 gün daha fazla izin veriyoruz. Güney Amerikalılar için o şekilde esnediğimiz yerler oluyor.
Avrupa’dan elendiğinizde, tek kulvara düştüğünüzde, bir anda formunuz yükseliyor. Bir tarafa odaklanınca daha yüksek başarı getiriyor. Hafta içi maç oynayınca çalışma şansınız yok, dinleniyor, rejenere oluyor maça çıkıyorsunuz. Bunu istiyor musunuz derseniz istemiyorum. Ligin ilk yarısında geniş bir kadroyla bunu yapmıştık. Avrupa Ligi’nde başlangıcımız çok iyiydi. İlk 4 maç iyiydik, son 4 maçta istediğimiz sonuçları alamadık. İki senedir Sparta Prag ve Alkmaar maçlarında istediğimiz oyunları oynayamadık. Benzer senaryolar oldu. 10 kişi kalmak, elenmemize sebep olan goller… Bu üzücü. Bizden beklenti daha yüksek. Kadro yapımızı daha iyi ayarlamamız gerekiyor hem Avrupa’da doğru gidecek hem ligi doğru götürecek kadro kurmamız gerekiyor. Geçen sene şubat ayında çok zorlandık. Ajax maçı, Dinamo Kiev maçında yediğimiz 2 gol… Dinamo maçında turu geçebilirdik, Ajax maçında Yunus sakatlandı, en önemli 3 oyuncu cezalı duruma düştü. Kader bizi farklı yere götürdü. Transfer dönemini iyi geçirmedik. 3 oyuncu yazabilmek Avrupa’ya, bizi zorlamıştı. Bunların hiçbirini bahane olarak söylemiyorum. Hangi oyuncuyla olursa olsun Galatasaray, eşleştiğimiz takımları geçebilecek güçteydi. Dersler aldık, üzüldük. Bu sene daha önemli bir organizasyondayız, Şampiyonlar Ligi’ndeyiz. Daha az hata yapmalıyız. Çok küçük şeyler, sizi çok daha başarılı veya başarısız kılabilir. En ufak katkının bile değerli olduğu bir sene bizi bekliyor. Bu sezona iyi başladık. Performans olarak yukarı doğru gidiyoruz. Şampiyonlar Ligi’nde sürdürmek istiyoruz. Oyuncularımız istiyor, taraftarımız motive. İyi takımlara karşı çok daha iyi iş çıkaracağımıza inanıyoruz.
Galatasaray taraftarı, her şey doğru zamanda yapıldığında baskı kurmuyormuş. Bu baskıyı durup dururken yapmıyormuş, bunu da gördük.
Şampiyonlar Ligi’nde önemli takımlara karşı önemli performanslar gösterdik. Manchester United, Bayern Münih, Tottenham maçlarında iyi performans gösterdik, çok daha maçı domine ettik. Bu elimizde var. Daha iyisini yapabilecek güce sahibiz. Avrupa arenasında, Şampiyonlar Ligi’nde hiçbir takım kupayı kazanacağım diye başlamıyor. Herkesin hedefi finaldir. Bir anda çeyrek finalde elenebilirsiniz. Bayern Münih diyelim, Barcelona, Real Madrid bir anda son 16’da elenebilir. Son 3 senenin ikisinde Inter, final oynadı. Inter’de kime sorsanız bu hayal der. Diğer takımların harcadıkları paralara bakınca bir hayaldi. Bizim gibi tüm takımlar için, Inter’i örnek alıp, nerelere gittiğini düşünüp, Şampiyonlar Ligi’nde gidebileceğimiz en iyi yere gitmeyi hayal etmemiz gerekiyor. Çekeceğiniz kura, nereden gideceksiniz. İlk 8’e, ilk 16’ya, ilk 24’e girmek önemli. İyi bir kadro kurduğunuzda ben de çok ümitliyim. Türkiye ligini de kazanmak için oynayacağız ama onun yanında Şampiyonlar Ligi oyuncularım büyük arena. O motivasyon şu anda var. Yaptığımız her transferde oyuncularımıza anlatıyoruz. ‘Biz Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak için seni alıyoruz’ dedik, Sane’ye de söyledik. Galatasaray’ın hedefi bu. Galatasaray, tarihte tek Avrupa kupası kazanmış takım. Galatasaray’ın hedefleri bellidir. Dursun Başkanımız da hep söylüyor. Galatasaray’ın hedefi yabancı takımları yenmektir ama Türkiye ligini de bırakmadan… Yeni formatta Şampiyonlar Ligi’nde kazananlar çok avantajlı oluyor. Biz de beraberlikten çok kazanmaya oynuyoruz.
Biz daha kadromuzu tamamlamadık. Kadromuzu tamamladıktan sonra hedef çizmek daha doğru olacak. Kimler bizde kalacak, kimleri kadromuza katacağız, bunu yaptıktan sonra konuşmak daha doğru olur. Hedeflerimiz büyük. Önemli oyuncular alıyoruz. Ben sınırlandırmak istiyorum. Hedefim son 16 demek istemiyorum, daha yukarılar da olabilir. Biz UEFA Kupası’nı böyle kazandık. Büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak lazım. Bu olabilir veya olmayabilir, bilemiyoruz, bazen elimizde de olmuyor. İyi oynar turu geçemezsiniz, kötü oynar geçersiniz. Hayalimizi yüksek tutmak gerekiyor. Ben oynadığımız oyuna da inanıyor, güveniyorum. Taraftarımızı da mutlu edeceğiz bence.
Hakan ve İlkay ile bir görüşmem olmadı. İkisinin de takımları var. Dünyanın en önemli takımlarında oynuyorlar. Çok büyük oyuncular ve karakterler. Sadece oyuncu olarak görmüyorum liderler. Herkes onları kadrosunda görmek ister. Her oyuncunun da bir maliyet olarak sizi ne anlamda zorlayacak, nerelere gelecek, ne yapabileceksiniz, getirebilecek misiniz getiremeyecek misiniz, bütçenizi o bölgede mi harcayacaksınız çok önemli. Bunu net şekilde söylemek gerekiyor. Bazen takımlar, teknik direktörler, oyuncular ister ama şartların oluşması zor olabilir. Herhangi bir görüşmemiz olmadı oyuncularla. İkisi de çok büyük oyuncu. Herkes onları kadrosunda ister ama bizim de orta sahada Lemina, Torreira, Sara üçlüsü çok iyi işler çıkardı. Osimhen’in transfer bütçesi, kimsenin aklından geçmeyecek şekilde bunu yapıyor. Bu bütçeler içerisinde hangi mevkilere ne harcayacaksınız önemli.”